650 üye kaybeden Tüm-İş Başkanı’ndan sert tepki: Meclis yüzde 1 barajını kaldırmalı
Ocak 2022 Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayıları, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre; Tüm İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun, Ocak 2021’deki 1647 üye sayısı Ocak 2022’de 997’ye geriledi. Bir yılda 650 üye kaybeden Konfederasyonu’nun Genel Başkanı Mahmut Şahin, üye sayısında yaşanan düşüşü toplu sözleşme ve iş yerlerinde idarecilerin sendika değiştirtme baskısı ile açıkladı.
Şahin, işçi sendikalarındaki yüzde 1 barajını ve idarecilerin işçiler üzerindeki baskısını eleştirdi.
‘YENİ BİR KONFEDERASYONA ŞANS TANINMIYOR’
Memurlarda yüzde 1 barajı kalktığını hatırlatan Şahin, Meclis’ten işçi sendikaları için aynısını beklediklerini şu sözlerle kaydetti:
“Hiç kimse istifa etmeseydi bizim bugün üye sayımız 50 bin üzerindeydi. Şu an üye sayımız çok az. Sistem çok yanlış. Yeni bir konfederasyona çok şans tanınmıyor, önünde engeller var. Girişimcilik, tercih hakkı, seçme kültürü maalesef yok. Onun önüne geçilmiş. Yüzde 1 barajı konulmuş. Niye konulmuş? Yeni çıkanların bir şekilde barajı aşıp yetki almasını engellemek için. Burada sendikacılık, işçi hakkı değil tam tersine bir aidat savaşı var. Tek dertleri aidat almak olan bizim sarı diye tabir ettiğimiz sendika anlayışı şu an yaygın. İdare bunları tanımış. Bunlar, ‘bizim oğlanlar’. Bunlar şurada dursunlar, yenisini kim ne yapacak? Tehlike çıkartır. Beyaz bir sendikacılık idare için de sakıncalı çünkü işçinin hakkını isteyecek.”
‘İŞÇİYE, ‘SENİ BURADAN SÜRDÜRÜRÜM’ TEHDİDİ VAR’
Sendikacılık, toplu sözleşmeden ibaret değildir. Toplu sözleşme, sendikacılığın çok az bir kısmıdır. Orada da bütün yetki idarededir. Kamu açısından baktığımızda hükümet, patrondadır. Asıl sendikacılık, bu iki toplu sözleşme arasında gerçekleşir. Bugün 20 kişi bir kurumdan üye olmuş, ertesi gün istifa etmiş. Hayır ne oldu, rüyaya mı yattınız? İşçiye bir baskı var. Bunu yapan, idareciler. İdareciler kime bağlı? Memurlara bağlı. Bu yüzden biz Memur-Sen Konfederasyonunu protesto etmek istedik fakat Ankara Emniyeti izin vermedi. Bunun anlamı büyüktü aslında, bir işçi sendikaları konfederasyonu olarak, memur sendikaları konfederasyonuna ‘İşine bak, işçi sendikalarına karışma’ demek için gelecektik.
İŞÇİYE HER GÜN TEHDİT, BASKI VAR
Bizim sayımızın, baraj açısından engeli var yasal olarak. Bir de memur, yöneticilerin baskısı var. İşçiyi hemen, istedikleri işçi sendikasından istifa edip istemedikleri işçi sendikasına geçmedilerse müdahale var, tehdit var. ‘Seni buradan sürdürürüm’ gibi küstahça laflar her gün tekrar ediyor.”
‘TÜRKİYE’DE BUNU AKLIMIZDAN GEÇİREMİYORUZ BİLE’
Yüzde 1 barajının insani olmadığını söyleyen Şahin, bir işyeri ve kamu kuruluşunda tek bir sendikanın örgütlü olmasına ilişkin şöyle devam etti:
“Diyelim ki sadece Ankara’da sendikacılık yapmak istiyorum. Sadece Diyarbakır’da İzmir’de yapmak istiyorum. Kanun bana, ‘Türkiye barajını geçeceksin’ dayatmasında bulunuyor. Ben başka yerde yapmak istemiyorum. Diyarbakır’daki plastik fabrikasında ya da İzmir’deki ilaç fabrikasında yapmak istiyorum. O kurumun tamamını alsan bile, yüzde 1 barajından dolayı ben sendikacılık yapamıyorum. Oradaki insanların tercihi de boşa gidiyor. Demokratik haklar açısından çok sakıncalı bir durum, değiştirilmesi lazım. Memurlarda mesela yüzde 1 barajı kalktı. Biz aynısını hükümetten, Meclis’ten bekliyoruz. Meclis’in büyük bir vebalidir bu. Bu vebali bir an önce temizlemeleri lazım.
HER SENDİKANIN GÖRDÜĞÜ SORUNLAR FARKLI
Birden fazla sendikanın olması ya da istediği sendikaya üye olup üye olduğu sendikaya aidatını versin tercihi çok daha sonraki aşama. Türkiye’de bunu isteyemiyoruz bile, aklımızdan geçiremiyoruz bile. Halbuki gelişmiş ülkelerde bu böyledir. Bir kurumda birden fazla sendika olabilir. Her sendikanın gördüğü açılar, sorunlar farklıdır ve herkes o sorunlar üzerine çalışır.”