AK Parti’li Yılmaz, Mersin’de yerel gazeteye yapılan saldırıyı kınadı
TBMM Anayasa Komisyonu Katip Üyesi ve AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz, Mersin’de, CHP Gençlik Kolları üyesi bir grup tarafından yerel Haberci Gazetesine yapılan saldırıyı kınayarak, “Bu saldırı şehir eşkıyalığıdır. Basına yapılmış her saldırı, demokrasi ve özgürlüğe yapılmış saldırıdır. Demokrat geçinen ’sözde basın özgürlüğü’ savunucuları, hukuk önünde de milletimizin nezdinde de hesap verecektir” dedi.
Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz, Mersin’de önce maskeli bir grubun sözlü, ertesi gün de onlarca kişinin yumurtalı, boyalı ve yemli saldırısına uğrayan yerel Mersin Haberci Gazetesine yapılan saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Yılmaz, basın mensuplarına yönelik yapılan eylemi, ‘şehir eşkıyalığı’ olarak nitelendirdi. Saldırının demokrasi ve basın özgürlüğüne yönelik tehdit olduğunu vurgulayan Yılmaz, yaptıkları haberi beğenmedikleri gazetecilere kalabalık bir grupla baskın yapılıp saldırı düzenlenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Yılmaz, basının, demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru ve kamuoyunun haber alma özgürlüğünün sigortası olduğunun altını çizdi. Basın özgürlüğünün anayasal güvence altına alındığını anımsatan Yılmaz, şunları söyledi: “Gazeteciler, basın meslek ilkeleri ve ahlaki kurallar çerçevesinde bilgiye, belgeye dayanan gerçekleri gündeme getirme görevini ifa ederler. Bunun aksi bir durum olması halinde yasalarda itiraz şekilleri bellidir. Ancak bir haber yapıldığı için kalabalık bir grupla gazete basmak, saldırı gerçekleştirmek asla kabul edilebilir bir durum değildir. Seçim bölgem Mersin’de CHP Gençlik Kolları tarafından Mersin Haberci Gazetesine yapılan bu çirkin saldırıyı şiddetle kınıyorum. Mersin Haberci Gazetesi İmtiyaz Sahibi İbrahim Aslan, Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Ekici ve gazete çalışanlarına da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Onlara yapılan bu saldırı, şehir eşkıyalığıdır, demokrasiye ve basın özgürlüğüne tehdittir. ’Hak, hukuk, adalet’ diye bağırıp onlarca kişiyle gazete basmak, hakka da hukuka da adalete de sığmaz. Demokrat geçinen ’sözde basın özgürlüğü’ savunucuları, hukuk önünde de milletimizin nezdinde de hesap verecektir.”