Türkiye’deki sinema sansürü kitap oldu
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü arşivlerinde korunan eserler çerçevesinde hazırlanan ve Türkiye’deki sinema sansürünü konu alan “Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi 1932-1988” kitabı tanıtıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü arşivlerinde korunan Sansür Karar Defterleri üzerinde yürütülen 2 yıllık titiz ve yoğun çalışma sonucunda hazırlanan “Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi 1932-1988” adlı eserin tanıtımı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarihi binasında gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlik, müzik dinletisiyle devam etti. Kitap tanıtımının yanı sıra etkinlikte “Sinema ve Müzik Eserleri Belge ve Materyal Arşivi” ve “Film Arşivleri Sergisi” de ziyaretçilerini ağırladı. Sinema ve Müzik Eserleri Belge ve Materyal Arşivi’nde VHS, Beta gibi kasetlerin yanı sıra dönemin popüler teknolojik aletleri olan DVD, VCD gibi ürünler de yer aldı.
Kitap tanıtım etkinliğinde konuşan Telif Hakları Genel Müdürü Ziya Taşkent, kitabın oluşum hikayesine değinerek, “Sansür uygulamalarının kayıtlarının işlendiği Sansür Karar Defterleri bundan 30 küsur yıl önce Kültür Bakanlığına intikal ediyor ve bunlar Telif Hakları Genel Müdürlüğü Arşivi’nde korunuyordu. 9 sene önce bu belgeler dijitalize edilerek yılların getireceği fiziksel aşınmaya karşı korunmuş hale geldiler. Malzemenin dijitalize edilmesi erişimi ve incelemeyi kolaylaştırıyordu, ama bu devasa birikimi baştan sona kuşatıcı bir şekilde ve hak ettiği şekilde incelemek de devasa bir iş yükü anlamına geliyordu. Söz konusu malzemenin histogramını çıkarmak gerekiyordu. Bu iş yükü ve gerekli profesyonel yardım bizi bir akademik ekiple çalışma yönüne sevk etti” ifadelerini kullandı.
Kitabın herkes tarafından ulaşılabilir olmasına özen gösterdiklerini belirten Taşkent, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Biz bu eseri belli sayıda bastık, ama biz bu kitabın herkese ulaşabilmesi için ilk günden itibaren elektronik formatını erişime açtık ve bağlantıları paylaştık. Bunu fiyatlandırmadık ya da satışa sunmadık. Çünkü bunu ticari bir meta olarak görmedik.”