Aşık Veysel, vefatının 49. yılında Bahçelievler’de anıldı
Bahçelievler Belediyesi, Aşık Veysel Şatıroğlu için vefatının 49. yılı münasebetiyle anma programı düzenlendi. Sanatçılar Aşık Veysel’in şarkılarını seslendirirken, katılımcılar ise keyifli anlar yaşadı.
Bahçelievler Belediyesi, aşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden Aşık Veysel Şatıroğlu’nun vefatının 49. yılı münasebetiyle Nurettin Topçu Kültür Merkezi’nde anma programı düzenledi. Programa, Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Hayrettin Derun, Alevi Vakıfları Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, Cem Vakfı Genel Müdürü Ali Rıza Kaçan, STK üyeleri, Cemevi dedeleri yöneticileri ve birçok sanatsever katıldı.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz online bağlantı ile programa katılıp slayt gösterisi eşliğinde sunum yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO, Cem Vakfı işbirliği ile gerçekleştirilen programda Aşık Veysel Şatıroğlu’nun hayatı paylaşıldı. Aşık Veysel Şatıroğlu’nun hayatını anlatılan programda Anadolu coğrafyasının ruhunu yansıtan türküleri de konuklar için seslendirildi. Aşık Veysel’in sanatçılar tarafından seslendirilen türkülerine salondakiler hep birlikte eşlik etti. Dr. Süleyman Şenel moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Prof. Dr. Hayrettin İvgin, Dr. Gülağ Öz, Aşık Veysel Şatıroğlu’nun yaşamına ilişkin bilgiler paylaşıldı. Panelden sonra “Dostlar Beni Hatırlasın” müzikal anlatı bölümünde ise sanatseverler türküler eşliğinde duygu dolu dakikalar yaşadı.
“Biz Anadolu’yuz”
Aşık Veysel Şatıroğlu’nu anlatan Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır, “Değerli ozanlarımız bizim Anadolu’muzu güzelleştiren Türkiye’mizi güzelleştiren ozanlarımızdan farklıdır. Az öncede dinlediğimiz gibi iki gözü çocukken ama oluyor görmüyor. Ama hiç kimseye küsmüyor. Hiçbir şeye de küsmüyor. Ne kadar güzel değil mi ben askere gitmek istiyorum diyor. Düşünün o İstiklal Mücadelesini, seferberlikteki o anı buna rağmen askere gitmek istiyor. Onu yerinde başkası olsa gitmek istemez. Ben amayım, ben körüm ne yapacağım orada ilk kurşun geldiğinde ilk düşman saldırdığında ölürüm der. Ama böyle ozanlarımız var Anadolu bu, Türkiye bu arkadaşlar. Burada gelip bir Anadolu ozanını anıyoruz. Onun düsturlarını öğrenmeye çalışacağız. Az sonra hocalarımızdan bilgi alacağız. Bir bakış açısı bu Anadolu’nun güzelliği zaten. Yıllardır bizi bir yapan, altı yüz yıldır Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına yaklaşan genç Türkiye Cumhuriyeti’ni bir arada tutan, birlik anlamında tutan, bayrağına laf söylendi mi, sınırlarına laf söylendi mi bir olaraktan, farklı görüşte olsa, farklı siyasi partiden olsa, farklı mezhepten olsa, farklı kültürden de olsa bir arada tutandır. Biz Anadolu’yuz” şeklinde konuştu.
“Hayata küsmeden tutundu”
Başkan Bahadır, Aşık Veysel’in hayata küsmeden tutunduğu belirterek, “Bir kapıdan geldi bir kapıdan gitti. Bizlerin sıkıntısı Aşık Veysel kadar çok değildi. O çok sıkıntı çekti. Düşünün o yaşadığı şartları. Sivas’ın Şarkışla ilçesinde o zaman ki yılların imkanlarına göre telefon yok, ulaşım yok, yollar yok, asfalt yok şimdi köylerimiz bile çok güzel. Kimisinde asfalt var, kimisinde parke taşı var. Ama düşünün o ozanımız hiç küsmeden hayata tutunmuş. Aslında bizlere de ders veriyor. Bizim şükretmemiz lazım. İki gözümüzle daha fazla ülkemize ve torağımıza sarılmamız lazım. O da sazına sarılıyor. Sazıyla dost oluyor. Sazıyla bir oluyor. Sazından güç alıyor. Gönlünü sazına aktarıyor” İfadelerini kullandı.