Türkçe’nin zenginliğinin tartışılamaz olduğuna vurgu yapan İletişim Danışmanı ve Eğitimci Burcu Saral, “Bu zenginlik çoğu zaman bizim için bir avantaj olsa da bazen insanlara kendimizi ifade etme noktasında, sunmak ve anlatma konusunda dezavantaja dönüşebilir. Bu sebepten her dilde olduğu gibi Türkçe’de de ne anlattığımızdan daha çok nasıl anlattığımızla ilgilenmemiz çok daha fazla önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

İyi bir konuşmacı, iletişimi kuvvetli ve becerisi güçlü bir birey olmak için yeteneğe değil yetkinliğe ihtiyaç olduğunu belirten Saral, “Bir konuşmayı inşa etmek için tabi ki de bir matematiğe ihtiyacımız vardır fakat onu dizayn etmek için sanata yani ifade gücüne ihtiyacımız vardır. Bir insanın bu hayatta sahip olması gereken en önemli beceri konuşma ve iletişim becerisidir. İki kelimeyi bir araya getirebilmek, önce selam sonra kelam edebilmek bireyin daha sağlıklı ilişkiler kurabilmesi ve kendini ifade edebilmesi açısından çok önemlidir” diye konuştu.

İletişim Danışmanı ve Eğitimci Burcu Saral konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kendimizi daha iyi ifade edebilmek, topluluk karşısında daha rahat konuşabilmek, daha etkili ve akılda kalıcı bir sunum, toplantı, iş görüşmesi sergileyebilmek, konuşma korkusunu yenebilmek mümkün. Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor; konuşmacı doğulmaz konuşmacı olunur. İnsanın hem doğduğu ev hem de yaşadığı coğrafya konuşma ve iletişim repertuarında en etkili faktördür. Bu sebeple herkese beş maddede çok iyi bir konuşmacı olmayı ya da iyi bir iletişim becerisi kazanmayı vaat edemezsiniz. Her bireyin kendine özgü bir repertuarı vardır.”

“Daha fazla kelime daha fazla anlam ifade etmiyor”

Eğitimlerini kendine özgün bir yaklaşımla planlayan Saral, “Daha fazla kelimenin daha fazla anlam ifade etmediğini hepimizin bilmesi gerekiyor. Bir cümlede anlatacağımız şeyi üç cümlede anlatmamak, dağınık konuşmamak, öz vurgulamak ve duygu aktarmak gerekiyor. Tüm dünya bize sadede gel artık derken bizim de konuşmamızı sunumumuzu ya da iletişim becerimizi ona göre geliştirip tasarlamamız gerekiyor” dedi.

Eğitimler başlıyor

“TED Gibi Konuş, Steve Jobs Gibi Sun!” başlığıyla Topluluk Önünde Etkili Konuşma: Hitabet ve Beden Dili eğitimlerine Beykent Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (BUSEM) ile 15 Şubat tarihinde başlayacağını söyleyen Saral, “Bu eğitim yolculuğunda TED gibi sahnelerde konuşmacıların kendi hikâyelerini nasıl yazıp oynadıklarını görüp deneyimleyeceğiz. Kalıcı ve etkili bir konuşma sergilemenin de matematiğini çözeceğiz yani “Steve Jobs gibi sun” diyeceğiz. Eğitim sonunda da her bir öğrencinin kendi konuşma ve iletişim becerisini nasıl dizayn ettiğini hep birlikte o sahnede izleyeceğiz. Sloganımız “Bir sahne sanatıdır konuşma” ifadelerini kullandı.

“Eğitimler üniversite güvencesinde”

Sertifikalı birçok yeni eğitim programı hazırladıklarının bilgisini veren BUSEM Müdürü Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer, “Eğitim programları üniversite güvencesi altında gerçekleşiyor. Katılımcıların kariyerlerini destekleyecek programlara öncelik veriyoruz” şeklinde konuştu.