Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus’un batı kısımlarında genellikle Kızıldeniz’de görülen bir balık türü olan Zehirli Aslan Balığı Kuşadası’nda balıkçılar tarafından yakalandı. Dünyanın en zehirli balığı olarak adlandırılan Aslan Balığı, vatandaşlar tarafından panik oluşturdu.

Türkiye’de ilk defa 2014 yılında İskenderun açıklarında görülen ve yılda 2 milyona yakın yumurta bırakarak hızlı çoğalabilen bir tür olan Aslan Balığı, kısa süreçte Türkiye’nin tüm denizlerinde görülmeye başlandı. Özellikle kayalık alanlarda görülen bir tür olan Aslan Balığı, Aydın’ın Kuşadası ilçesinde de ilk defa balıkçı barınağına yakınında 1 metre derinlikte görülerek yakalandı.

Konu ile ilgili açıklama yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler (EKODOSD) Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, “Küresel iklim değişikliği nedeniyle denizlerimizde son yıllarda birçok yabancı tür görülmeye başladı. Bu türlerin büyük çoğunluğu Süveyş Kanalı vasıtasıyla gelmektedir. Akdeniz’e giren yabancı türlerin içinde, yırtıcı ve bulunduğu ortamlardaki yerel türlere olumsuz yönde zarar veren Aslan Balığı (Pterois miles) gibi zehirli balıkta bunlardan birisidir. Doğu Akdeniz’den Ege’ye doğru yavaş yavaş gelmeye başladılar. Geçtiğimiz yıl Kuşadası’nda görülmüşlerdi. Bugünde balıkçı limanında bir Aslan Balığı görüldü ve kepçeyle dışarı alındı. Aslan balıklarının burada çoğalması yerel türleri olumsuz etkileyecektir. Aslan Balığı, üzerinde bulunan zehirli dikenler dolayısıyla dikkat edilmesi gereken balık türlerinin başında gelmektedir. Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz’e giren yabancı türlerin içinde denizlerin en istilacı ve yırtıcı türlerinden biri olarak bilinen Aslan Balığı, doymak bilmeyen ve kıyısal küçük balıkları kayalarda ve kovuklarda sıkıştırarak avlayan, deniz ekosistemini tahrip eden, ancak doğal düşmanı olmayan bir türdür. Muhtemelen zaman içinde çoğalacak ve balıkçılar tarafından avlanacaktır. Eti yenebilir olduğundan tezgahlarda yerini alacaktır. Aslan Balığı gibi yırtıcı ve zehirli türlerin özellikle yeni görülmeye başladığı kıyılarda insan-balık yakınlaşması sonucunda meydana gelebilecek kazalarda nelerin yapılması gerektiği konusunda sağlık kuruluşlarının da yeterli bilgiye sahip olmasında yarar bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.