Ata mesleğiyle “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülünü aldı
Gaziantep’in en ünlü yemeni ustası olan ve yemeninin uluslararası alanda tanınmasında büyük katkıları olan 58 yaşındaki Mehmet Orhan Çakıroğlu, “ Yaşayan İnsan Hazineleri” ödülüne layık görüldü. Çakıroğlu, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldı.
Babasının para kazanamayacağı için yapmasını istemediği ata mesleği yemeniciliği, mesleğin yok olmaması için yapmaya başlayan Mehmet Orhan Çakıroğlu, 1990’lı yıllarda farklı tasarımlar ve renklerden oluşan yemeniler yapmaya başladı. Kısa sürede herkesin beğenisi kazanan yemenilerin ünü tüm dünyaya ulaştı. Truva, Harry Potter ve 300 Spartalı gibi yerli ve yabancı birçok filmlerde Çakıroğlu’nun yaptığı yemeniler kullanılmaya başlandı. Çok sayıda yemeni ustası yetiştiren mesleğin yok olmaması için hala çalışmalar yapan Çakıroğlu, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi çerçevesinde “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülüne layık görüldü. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödül Töreni’ne katılan Çakıroğlu, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.
“Bu mesleğin ölmesine seyirci kalmak istemedim”
Yemenicilik mesleğinin para kazandırmadığı için babasının yapmasına izin vermediğini ancak mesleğin yok olmaması için yapmaya başladığını söyleyen yemeni ustası Mehmet Orhan Çakıroğlu, “Baba dede mesleği olan yemeniciliği 130 yılı aşkın süredir sürdürüyoruz. Ben mesleği babamdan öğrendim, babam da dedemden öğrenmiş. Büyük dedem ise babasından öğrenmiş. 4 kuşaktır yemenicilik mesleğini yapıyoruz. Çocukluğum bu meslek içerisinde geçse de fiili olarak çalışmaya 30 yaşından sonra başladım. Çünkü o yaşa kadar farklı mesleklerde çalışmıştım. Yemenicilik maddi getirisi olmayan, teknolojiye yenik düşmüş, hor görülen, emeği çok kazancı az bir meslek olduğu için babam beni meslekten olabildiğince uzak tutmaya çalıştı. Ancak döndük, dolaştık babamızın yanına geldik ve yemeni imalatına başladık. Bu mesleğin ölmesine seyirci kalmak istemedim. Yemenicilik o zamanlarda kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında gösteriliyordu. Ne yapabileceğimiz konusunda arayışlar içerisine girdik. Tekrardan farklı tarzlarda üretime başlayarak ve geçmişte kullanılmış ama zamanla unutulmuş modelleri de gün ışığına çıkartarak yeni bir dizayn yaptık. Yeniliklerimiz halkımız tarafından beğenildi” dedi.
“ Ben üretime başladığımda tek ben vardım bugün 40’ın üzerinde dükkan var”
1990’lı yıllarda yemeni üretimine başladığında mesleğin temsilcisi olarak sadece kendisinin kaldığını ancak bugün 40’ın üzerinde üretim yapan yemeni dükkanı olduğunu dile getiren Çakıroğlu, “Yaptıklarımız beğenilip herkesin giyebileceği tarza geldiğinde ustalar, kalfalar, çıraklar yetiştirmeye başladık. Yetiştirdiğimiz çıraklar zamanla kalfa oldu, kalfalar usta oldu. Bizde ahilik geleneği gibi çırak, kalfa, usta sistemi hala devam ediyor. Ben imalata 90’lı yıllarda başladım. O tarihlerden önce yemenicilik kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında gösteriliyordu. Yemeniciliği sadece babam ve yanımızda çalışan bir ustamız yapıyordu. Gaziantep’te sadece 2 kişi kalmıştı. Ben üretime başladığımda ise sadece tek başıma vardım. Bugün Gaziantep’i gezdiğimizde 40’ın üzerinde dükkan bu işi yapıyor. Bu üretimi tekrar başlayan yemeninin üzerinden belki binlerce kişi nasipleniyor, istihdam sağlanıyor. Çok şükür Gaziantep’imize bir katma değer sağladık” ifadelerini kullandı.
“ Cumhurbaşkanı’ndan ödül almak onur ve gurur vericiydi”
“Yaşayan İnsan Hazineleri” ödülüne layık görüldüğü için çok mutlu olduğunu ifade eden yemeni ustası Mehmet Orhan Çakıroğlu, ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldığı için onurlandığını ve gururlandığını sözlerine ekleyerek, “Kültür ve Turizm Bakanlığının ‘Somut Olmayan Kültürel Mirasın Bir Sonraki Kuşağa Aktarılması’ amacıyla ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ adı altında bir ödüle beni layık görmüşler. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın davetiyle Ankara’ya gittik ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden bu ödülü almak ayrı bir onur ve gururdu. Bu duygu yaşanılır, anlatılamaz. Anlatılamayacak bir duygu. Gaziantep’te ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ni alan ilk alan kişi olmak bana ayrı bir şeref kattı. Bu ödül ayrıca Gaziantep’imize ayrı bir onur ve gurur kattı. Bu ödül bizim değil bütün Gaziantep’e mal olmuş bir ödül. Çok duygulu anlar yaşadık, çok güzel bir ortamda güzel bir törenle ödülümüzü aldık” diye konuştu.