DİSK diğer sendikaları zamlara karşı genel greve çağırdı
DİSK zamları protesto etmek amacıyla İzmir’de sokağa çıktı. Alsancak’ta toplanan sendika üyeleri Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca “Susma haykır! Zamlara, adaletsiz vergilere, asgari yaşama hayır!” yazılı pankart açarak alkışlar ve sloganlarla yürüdü.
Sık sık “Zam, zulüm, işkence işte AKP”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Susma haykır, karanlığa hayır”, “Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek”, İnsanca bir yaşam istiyoruz”, “Hükümet istifa”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “İnadına sendika, inadına DİSK”, Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Akbelen halkı yalnız değildir”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Hak verilmez, alınır! Zafer sokakta kazanılır”, “Vergiler, zamlar geri alınsın”, “Saray’a değil emekçiye bütçe”, “Genel grev, genel direniş” sloganları atan işçiler Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.
İşçiler adına basın açıklamasını okuyan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Akbelen Ormanları’na yapılan saldırılara direnenlerin ve basın mensuplarının yanında olduklarını aktararak, diğer sendikaları genel greve çağırdı.
“TÜRKİYE’NİN GÜZELLİKLERİ, “KELEPİR MALA” DÖNÜŞÜYOR!”
Ülkedeki ekonomik krizin gün gittikçe derinleştiğine dikkat çeken Memiş Sarı, “İşçilerin ve emekçilerin geçim sorunları ise, buna bağlı olarak, gün geçtikçe büyüyor. ‘Dövizi kontrol altına aldık’, ‘Enflasyon düşüyor’ gibi söylemlerin gerçeği yansıtmadığını, hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Döviz ve akaryakıt rekor üstüne rekor kırıyor, enflasyon ise yalnızca TÜİK sepetinde düşüyor. Çarşıda, pazarda ve markette, her gün yapılan zamlar, hız kesmeden devam ediyor. Yani seçimlerden önce kaşıkla verilen ne varsa, şimdi kepçeyle, kazanla geri alınıyor. Türkiye’nin tüm değer ve güzellikleri, ülkemizin tüm kaynakları, yabancı sermaye ve dolar milyarderleri için “kelepir mala” dönüşüyor. Paramız değer kaybettikçe, bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor. Türk Lirası hızla değer kaybedip, paramız pul oldukça, emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor, ülkemiz gün geçtikçe fakirleşiyor. Öyle ki, işçinin, emekçinin, emeklinin ve dar gelirlinin sırtına yükledikleri zamlarla, yandaşlarının ve kendilerinin ceplerini doldurmaya devam ediyorlar” diye konuştu.
“İŞÇİYLE PATRONUN AYNI ORANDA VERGİ VERMESİ ADİL Mİ?”
Vergi adaletsizliğine dikkat çeken Sarı, “Gelirde adalet olmadığı gibi vergide de adalet yok. Düşük belirlenen vergi dilimleri yüzünden milyonlarca işçi yıl içinde üst vergi dilimine geçiyor. Patronların vergileri sıfırlanırken, biz dilim dilim soyuluyoruz. KDV-ÖTV gibi tüketimden alınan dolaylı vergilerin artırılması ile yük yine bizim sırtımıza biniyor. Buradan soruyoruz: İşçiyle patronun aynı oranda vergi vermesi adil mi? Tüm bu ağır koşullar bizleri kuşatırken, ücretlerdeki erime ise, her geçen gün artıyor. Toplu iş sözleşmeleri ile elde edilen ücret artışları, artan hayat pahalılığı karşısında, zaman içinde eriyor. İşverenler bu sefer de ekonomik ve siyasal belirsizlikleri ileri sürerek, toplu sözleşmelerde işçi ücretlerini, baskılamaya çalışıyor. Ülke genelinde, sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işçi sayısı zaten %10. Böyle bir ortam içerisinde, Asgari ücret tüm sendikalı işyerlerini de kuşatmış durumda” ifadelerini kullandı.
“ADALET NEREDE, İNSANLIK NEREDE, VİCDANLAR NEREDE?”
Adaletli ücret için mücadelelerini sürdüreceklerini aktaran DİSK Ege Bölge Temsilcisi, “Merkezi idareye bağlı kamu kurum ve kuruluşlarında, en düşük ücretin, net 20 ila 22 bin TL seviyesine geldiği bir ortamda, tüm işçilerin, emekçilerin, emeklilerin de ücretlerinde iyileştirme yapılması, artık kaçınılmazdır. Konfederasyonumuz DİSK’e bağlı sendikalar, siyasal iktidarın, fabrikaların ve belediye işverenlerinin, işçilere reva gördükleri düşük ücret dayatmasını, kırmaya kararlıdır. Örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinde ve meydanlarda insanca yaşayacak bir ücret için, mücadelemizi yükselteceğiz. Ayrıca Yıllarca emek vermiş, çalışmış, üretmiş, alın teri dökmüş milyonlarca emekli açlığa mahkûm edildi bu ülkede, emekliler asgari ücretin bile altında 7 bin 500 liraya layık görüldü. Adalet nerede, insanlık nerede, vicdanlar nerede? Elinizi cebimizden çekin. Yeter artık! Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz! Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz: Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz!” dedi.
İŞÇİLER TALEPLERİNİ SIRALADI
Memiş Sarı, taleplerini şu şekilde sıraladı:
- KDV-ÖTV gibi adaletsiz dolaylı vergiler düşürülsün.
- Gelir vergisi tarife ilk dilim oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşülsün.
- Vergi tarife dilimleri artırılsın.
- Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınsın. Az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni kurulsun.
- En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilsin ve tüm emekli aylıkları bu oranda artırılsın.
- İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm engeller kaldırılsın.
SENDİKALARA ÇAĞRI!
Basın açıklamasının ardından tüm şube başkanlarını toplayarak diğer sendikalara seslenen Memiş Sarı, “Ülke kamuoyuna çağrı yapıyoruz. TÜRK-İŞ’e, Hak-İş’e, memur sendikalarına çağrı yapıyoruz; biz genel grevi, genel direnişi örgütlemeye hazır mıyız? Kendilerine sendika diyenlere çağrımız; Genel grev, genel direniş!” şeklinde konuştu.