Hurda musluklar ’zil’ oluyor
Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde yıllardan beri hurda musluklar eritilerek bin bir emekle hayvanların boyunlarına asılan 30 çeşit zile dönüştürülerek Türkiye’nin dört bir tarafına satılıyor.
Türkiye’de yalnızca Kürtün’de ve buradan göç eden bir ustanın Samsun’da ürettiği “Kırkambar Sanayi Sarısı” rengindeki zil, ilçenin Cami Yanı mahallesinde bir zamanlar hemen her hanede yapılırken, gençlerin bu zorlu mesleği tercih etmemeleri nedeniyle sayıları git gide azalıyor.
Bölgedeki hurdacılardan toplanan musluk, batarya, kapı kolu, kullanılmayan bozuk metal paralar ilk olarak kömür ocağında eritiliyor. Bölgeye özel sıfır numara dere kumundan yapılan kalıba dökülen eritilmiş hurda malzeme daha sonra yapılan çok sayıda işlemle birlikte koyun, keçi, inek ve köpeklerin boyunlarına zil olarak takılıyor, ev ve işyerlerinde dekor olarak kullanılıyor.
Son yıllarda internetin bu alanda kendini kabul ettirmesiyle birlikte sosyal medyadan hem toptan hem perakende olarak Türkiye’nin dört bir tarafına satış yapan üreticiler, bu işin en önemli kısmı olan kalıpta kullandıkları sıfır numara dere kumunu barajlar nedeniyle bulmakta güçlük yaşadıklarını söyledi.
“30 çeşide yakın zil yapıyoruz”
İlçe merkezinde amcasına ait işletmede zil döken 24 yaşındaki Muammer Düzgün, dedelerinden süregelen mesleği babadan, amcadan öğrendiklerini belirterek, “Yıllardır bununla geçimimizi sağlıyoruz. Şu anda bunları hurda sarılardan yapıyoruz. Bu sarı tedarikini Trabzon, Giresun, Samsun gibi büyük şehirlerden sağlıyoruz. Musluk, kapı kolları, su bataryaları, kullanılmayan bozuk metal paralar bunlar gibi sarı dediğimiz madenleri alıp eriterek zil haline getiriyoruz. Bunları dere kumlarından yapıyoruz. Bu kum dışında özel başka kurumlardan yapılmıyor bu döküm. Dereler baraj yapıldığı için kum bulma konusunda sıkıntı çekiyoruz. Kömür ocağımızda sarıyı eritiyoruz. Sonra zili kalıba döküyoruz kumla birlikte. Belli aşamalarla sarıyı kalıba aktarıyoruz. Boyuna göre 30 çeşide yakın zil yapıyoruz. İnternet üzerinden satıyoruz genel olarak. Sosyal medyadan hem toptan hem perakende satıyoruz. Bu mahallenin geçim kaynağı el sanatları. Bu yaptığımız zilleri boncuklara işliyoruz. Süslemeli bir şekilde satıyoruz. Hayvancılığa yönelik üretim yapıyoruz. Mesleği yapan git gide azalıyor. 15-20 yıl içerisinde bitmese de çok azalır gibime geliyor” dedi.
“Bu meslek 10-15 seneye kadar tükenecek”
50 yaşındaki usta Salim Düzgün de 30 yıldır bu mesleği yaptığını belirterek, “Trabzon’dan hurda sarı alıyorum, musluk, batarya, vana. Bunları eritip zil yapıyorum. Geri dönüşüm oluyor. Hurdadan alıp zil yapıyoruz. Zil döküyorum, parlatıyorum, çan boncukluyorum. Bu meslek 10-15 seneye kadar tükenecek. Bir tane öğrenen yok. Eskiden kalma ustaları yapıyor. Dere kıyısından kum alıyoruz. Kalıpla üstüne sarıyı döküyoruz. Genişlemesini yapıyor, parlatıyoruz, çekiyoruz, içinin tokasını takıyoruz. Sesi bundan çıktığı. Elle ayarı var da biz beceremiyoruz. Eski ustalar ayarlıyordu. Şimdi yeni ustalarda bu yok. Bu ara işlerimiz yoğun. Genelde yayla üzere çok iş yapıyoruz” diye konuştu.